Mustafa Kırtepe
Çerkes Sürgünü
Anahtar Kelimeler: Çerkes,Sürgün,Rusya,Osmanlı,Kafkasya
Kimi halklar kimi inanışlar vardır ki tarihin o ağır yüküyle yaşarlar.Tarihte yaşananlar bu günü bile teslim alır.O halklar ve inanışlar için tarihe karşı bi sorumluluk vardır. Örneğin Davudun iki bin yıllık sarayının bugün ağlama duvarına dönüşen o sınırında dünyanın dört bir yanına dağılmalarına neden olan yenilgilerini hatırlarlar ve Çerkezlerde tam 158 yıl önce yaşadıkları sürgünü ana vatanlarından kopuşlarını sıla hasretini bugün bile bütün canlılığı ile yaşarlar.
Çerkezler İstanbul,İzmit,Samsun başta olmak üzere bir çok yerde her yıl mayıs ayında sürgünü anıyorlar,yeniden andıkları o kara günü hatırlıyorlar bir daha böyle bir gün yaşamamak için meşaleler yakıyorlar
158 yıl önce Çerkezler Ruslarla giriştikleri savaşı kaybetmiş harp meydanını boynu bükük terk ediyordu. Galipler için bir ganimet olmalıydı bu. Ruslar yüzyıllardır Kafkasya topraklarında yaşayan Çerkezlere en ağır cezayı layık görmüştü sürgün edileceklerdi .
Çerkezler için gidilecek tek yer dinini yaşadıkları göreneğini bildikleri Osmanlı topraklarıydı. Çerkezler deniz yoluyla Osmanlı limanlarına indirildi.Acaba Osmanlı onlar hakkında ne kader biçmişti? Ne gariptir ki Osmanlı topraklarına göç eden Çerkezler;Arnavutluk,Sırbistan,Suriye, Ürdün,Irak gibi savaşların çatışmaların en yoğun olduğu bölgelere yerleştiriliyordu.
Sürgün yolu adeta bir soykırıma dönüştü.O günün koşullarını Trabzon da ki Rus konsolosluğunun hazırladığı raporda şöyle anlatıyordu’’ Türkiye’ye gitmek üzere Batum’a 70bin Çerkez geldi.Bunlardan günde 7 kişi ölüyor. Trabzon’a çıkarılan 24 bin 700 kişiden ise şimdiye kadar 19 bini öldü. Samsun Limanı’na gelen 110 bin kişi arasından her gün 200 kişi can veriyor’’ Sürgün karadan ve denizden günlerce sürdü, açlık salgın hastalık ve bazı gemilerin batması sonucu binlerce insan öldü ya da yaralandı.Günümüzün çerkes halkı ölen kardeşlerini hatırladıkları için Karadenizden gelen balıkları yiyememişlerdir.Sürgün bu halk için yıkım olmuş ve izleri yıllarca silinemeyecek acılar bırakmıştı.
Sürgün sonrası Çerkezler Çarşamba düzlüğünden başlayarak Kayseri üzerinden Hataya uzanan bir Çerkez hattı oluşturdu daha sonra kimi Çerkezler Balkanlara ve Orta doğuya yayıldılar.
Çerkez nüfusunun büyük bir bölümü Türkiye de yaşıyor.Marmara bölgesi en yoğun Çerkez nüfusunun olduğu bölge olarak biliniyor. Ancak Türkiye de ki Çerkez nüfusunun sayısı hakkında net bir bilgi alınamıyor.
Son yıllarda çerkesler kendilerine çizdikleri o kapalı alanı mahrem dünyalarını dışarı açıyorlar. Sadece Çerkezlerin katıldığı tören ve toplantılara artık çerkes olmayanlarda katılabiliyor.
Çerkezlerin bir kısmı yıllardır yaşadıkları bu topraklarda kendilerini daimi misafir olarak görüyor ana vatan olarak gördükleri Kafkasya ya dönmek istiyorlar özellikle genç nesil Türkiye yi vatan olarak görüyor ve geleceklerini bu topraklar da arıyor.
Çerkezler lanetli bi geçmişin sürgünün gölgesinde dünyanın dört bir yanında, geçmişlerini kültürlerini geleneklerini sahip çıkmaya çalışıyor bütün bu duyguları aşındıran zamanın o acımasız gücüne karşı geçmişte yaşanıyor ve Çerkezler nerede olurlarsa olsunlar kaf dağının arkasında kalan o düşsel ülkeyi hiç unutmuyor.